AKHİSAR'DA ADET GELENEK VE GÖRENEKLER / TRADITIONS IN AKHISAR-MANISA




 Görücü Usulü

Evlenecek erkek beğendiği kızı görmeleri için annesini, ablasını, yakınlarından birkaç kadını kız evine gönderir. Görücü sıfatıyla gidenler evlilik konusuna değinmeden söyleşirler ve kızla ailesi hakkında olumlu bir izlenim edinirlerse kızı istemeye karar veririler.

 Kız İsteme
Genellikle yaşlı bir akrabanın öncülüğündeki küçük bir gurupla önceden bildirilen bir günde kız evine gidilir. Çay kahve içildikten bir süre sonra yaşlı kişi “Allahın emri Peygamberin kavli ile kızınızı oğlumuza istiyoruz” der. Kızın babası da “Allah nasip ettiyse olur, bir süre düşünelim” diye karşılık verir. Kız tarafı oğlanın ailesi ile ilgili araştırmasını yapar. Olumlu bir karar verirlerse oğlan evine haber gönderirler ve bir kez daha görüşüp söz gününü kararlaştırırlar.

 Söz Kesimi
Oğlan evi sekiz on kişilik bir gurup ile kız evine gelir. Alıp verilecek takılar, armağanlar üzerinde görüşürler ve nişan gününü belirlerler. Önceleri yaygın olan başlık alma geleneğine günümüzde pek rastlanmamaktadır.

 Nişan        
Nişandan bir gün önce bir tepsi içinde kızın giyecekleri, anne babasına ve yakın akrabalarına armağanlar ve çerez kız evine gönderilir. Nişan günü kız ve oğlan tarafının yakınları kız evinde toplanırlar. Oğlan kız evine gitmez. Geline nişan yüzüğü ve akılar takılır, armağanları verilir. Genç kızlar çalıp oynayarak eğlenirler.

Nişandan bir hafta sonra kız evinden oğlan evine nişan tepsisinin karşılığı olarak bir tepsi baklava, börek, tavuk, giyecek ve çeşitli armağanlar gelir. Bu arada düğün günüde belirlenir. Nişanlandıktan sonra genç kızlar, her Cuma günü ve düğünlerde, bayramlarda nişanlılarına boncuk, pul parlak kâğıt vb malzeme kullanarak yaptıkları yaka çiçeklerini gönderirler. Erkekler ise çiçeği getiren nişanlılarına bir miktar para yollarlar. Bu karşılıklı gönderme olayı, kız ve oğlan köyde bulunduğu sürede, düğüne dek sürer, bu köylerde bir delikanlının nişanlı olup olmadığı anlamak çok kolaydır. Kızın çiçek göndermemesi ya da erkeğin çiçek takmaması arada bir sorun olduğunu gösterir, bir uyarı nitelini taşır. Sorun çözümlenirse göndermeler yeniden başlar.

Düğün Gelenekleri
            Bayraktar;  Her düğünden önce köyün delikanlıları köy odasında toplanıp nişanlı erkeklerden birisini bayraktar seçerler. Bu kişi düğün alayının önünde bayrak taşır ve gençlere önderlik eder.

       Keşkeklik Buğday Dövme; Cuma günü sabahtan oğlan evine gelen bir gurup genç buğday çuvallarını çalgıcılar eşliğinde dibek taşına götürürler. Buğday dövülürken bir yandan oyunlar oynanıp bahşişler verilir. Dövülen buğday çuvallara yüklenip çuval üzerine bir çocuk oturtulur. Bunun anlamı düğünlerin arkasının kesilmemesi içindir.

            Nöbete çıkmak; Çalgıcılar Cuma gününden itibaren köyün çeşitli yerlerinde, meydanlarda ve düğün yemeklerinde çalarlar. Buna nöbete çıkmak denir.

            Sağdıç gezdirme; Cumartesi günü bayrakta çalgı gurubu ve köyün gençlerini alıp sağdıçları evlerinden tek tek alır. Buradan oyunlar eşliğinde oğlan evine gelen sağdıçlar damada çeşitli şakalar yapıp eğlenirler.

            Kardeşlik ve Sine gezdirme; Oğlanın sağdıçları gezdirildikten sonra sıra kızın kardeşlerine gelir. Bayrakta ve çalgı gurubu kardeşlikleri evlerinden tek tek alır. Kardeşlik gezdirme bittikten sonra iki sağdıç, bayraktar ve çalgı gurubu oğlanın akrabalarının evlerini dolaşırlar. Her akraba evinden, önceden hazırlanmış olan içi çerez, meyve vb. şeylerle dolu al bezli sini genellikle evin en küçük erkek çocuğunun başı konur ve böylece guruba katılır. Kafile oğlanın evine uğradıktan sonra siniler kız evine götürülür.

Kına Gecesi ve Düğünler
     Pek çok yöremizde olduğu gibi Manisa yöresinde de gelinin elin, ayağına ya da yalnızca eline kına yakma geleneği vardır. Kına yakma geleneğinin tüm yörelerdeki ortak özelliği ana-baba evinden ayrılacak olan gelin ağlatacak nitelikte kına türkülerini söylenmesidir. Kız, oğlan evine gitmeden bir gece önceki gece akşam yemeğinden sonra kızın akrabaları, arkadaşları, komşuları ve konuklar kız evinde toplanır.

            Oğlan evinde oyunlar oynanarak hazırlanan kına tepsisine bir süs ve sembol olarak kına, aydınlık bir yaşam dileğini belirten bir mum, bereket anlamında ekmem, tatlı bir yaşam dileğiyle şeker ve bazen da armağan olarak ayakkabı, eşarp vb. şeyler konur. Kız,  arkadaşları tarafından giydirilir ve kız evinden haber geldikten sonra önde müzikçiler arkasında köyün gençleri ve en arkada kızın yengesinin taşıdığı kına tepsisinin çevresindeki kadınlardan oluşan kına topluluğu kız evine gelir. Gençler kız evinin önünde çömelerek kendilerine armağan edilecek tavuğu beklerler, daha sonra orada oyunlar oynarlar.
           

İçeride tepsi gelinin kucağına konu. Mum yenge tarafından yakılır. Yengenin geline takı takmasından sonra herkes yakınlık sırasıyla takısını takar. Bazı yörelerde takı olayına erkeklerde katılırlar. Takılar bittikten sonra gençler meydanda oynamaya giderler. İçeride de kına gecesi eğlencesi başlar. Kız önce oğlanın kardeşi, yengesi ve tüm akrabalarıyla ayrı ayrı karşılıklı oynar. Eğlencenin belli bir yerinde kına yakma törenine geçilir. Kına yakılırken kızı ağlatmak için hep birlikte türküler söylenir.
           
Meydanda ilk oyunu ev sahibi köyün delikanlıları oynar. Sonra da konuk köylerin delikanlıları bayraktarın çağrısıyla meydana gelip çalgıcılara oynayacakları havaları söyleyip oynarlar.Bu meydan eğlenceleri yaz-kış, çok soğuk gecelerde bile geç saatlere kadar devam eder.

            Gelin Alma (Gelin Alayı); Düğünün son günü akşamüzeri ya da akşam namazından sonra gelin alayı kız evine gider. Gelin alayı önde çalgıcılar, arkasında bayraktar, oyuncu delikanlılar, diğer erkekler ve en arkada kadınlardan oluşur. Kız evinin önünde oyunlar oynanır. İçeride baba bekâret simgesi kırmızı bir kuşağı kızın beline takar. Kızın yengeleri kızı vermekte nazlanır ancak bahşiş alınca bırakılır. Gelin at ile çok eskilerde ise taht şekline getirilmiş at arabalarıyla oğlan evine götürülür. Gelin oğlan evine girerken oğlan annesi başına buğday, şeker ve para saçar ve kucağına çocuk verilir.

            Duvak Sabahı; Gerdek gecesinin sabahında iki sağdıç gün doğmadan oğlanı babasının evine el öpmeye götürürler. Ana-babasının elini öpen oğlan akrabaları ve sağdıçlarının evlerini dolaşıp el öper. Gittiği her eve bir miktar çay ve şeker götürür. Gelin öğleye kadar dışarıya çıkmaz. Yenge, kardeşlikler ve arkadaşları O’nu görmeye gelirler.  Gelin tümünün elini öper ve birlikte eğlenirler. Duvak helvası yenir. Sonra genç kızlar gelini kayınbabasının evine götürürler. Gelin babasının evine ancak üç gün sonra gidebilir.

Muammer Alkan
Sanat Tarihçi